Birinci Dünya Savaşında Kafkas Cephesindeki ilk ve en büyük kara harekâtı olarak tarihe geçen Sarıkamış Harekâtı, zorlu hava koşullarına aldırmadan vatanlarını korumak adına  Allahuekber Dağlarında donarak can veren 90 bin askerimizin şahadete erdikleri bir hadise olarak hafızalarımıza kazınmıştır.

22 Aralık 1914 ila 15 Ocak 1915 tarihleri arasında 90 bin askerimizin, Sarıkamış’ta dondurucu soğuk ve tipi altında şehit olurken bile kol kola girip ebediyete bu şekilde yürümesi bir fedakarlık ve kahramanlık örneği olduğu kadar, aynı zamanda birlik, beraberlik ve  kardeşlik dersidir.

Sarıkamış Harekâtı Türk tarihinin ve dünya harp tarihinin en dramatik olaylarından biridir. Elbette kahraman bir milletin evladıyız fakat bizim kahramanlıklarımız aynı zamanda zaferlerle birlikte acıları da yaşatmıştır. Yemen´de kavurucu sıcakta, Çanakkale’de mermi sağanağında, Sarıkamış’ın dondurucu soğuğunda, açlık ve sefalet içinde nice acılar, nice özlemler ve nice feryatlar gizlidir. Çarıksız, yazlık kıyafetlerle, vatan, millet, ezan uğuna yola çıkan, İslam coğrafyasının, Anadolu’nun genç körpe fidanların hikâyesi yakar, hüzünlendirir gönlümüzü.

Sarıkamış’ta yaşanılanlar, özellikle geleceğimizin teminatı genç kuşaklarımızın ibret alarak önemli dersler çıkarması gereken büyük kahramanlık tablosudur. Yüreklerde taşınan vatan, millet ve bayrak sevgisi, eşsiz bir sağduyu ve yüksek disiplin anlayışıyla birleşerek kahraman Mehmetçiğin en zor şartlara bile göğüs germesini sağlamıştır.

Millî bir inançla görevini yerine getiren Türk askeri; emre itaati, mücadele azmi, kararlılığı ve fedakârlığıyla aziz Milletimizin zihninde ve gönlünde müstesna bir yer edinmiştir.

Tüm şehitlerimizi  bir kez daha minnet ve şükranla anıyor, bir asır önce dondurucu soğuk altında, zorluklara aldırmadan kol kola şehadete yürüyerek Türk Milletinin en acı destanlarından birini yazan Kahraman Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, bugün bir kez daha minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.